1. Naruto
Elbette yeri değişmez efsanevi mangaların başını çeken Naruto'yu tanıyalım.
Naruto, Konoha Köyü'nde 10 Ekim'de Girdap Ülkesi'nden bir ninja olan Uzumaki Kushina'dan dünyaya geldi. Henüz yeni doğmuş bir bebekken Dokuz-kuyruklu Şeytan Tilki (Kyuubi no Yooko) köylerine saldırdı, Konohagakure (Gizli Yaprak) ve babası Yondaime Hokage (Dördüncü Hokage) Namikaze Minato şeytanı yasaklanmış bir yöntemle, bu işlem sırasında yaşamını sonlandıracağı halde, onun içine mühürlemeye karar verdi. Yondaime'nin dileği Naruto'nun köydeki insanlar tarafından bir kahraman olarak hatırlanmasıydı.
Olayımız burada başlıyor. Yondaime'nin istediği kahraman olarak hatırlanması lakin bizim bu Konaha halkı ne yapıyor? Sanki köyü yıkan ölümlere neden olan Naruto'ymuş gibi davranıp ona kötü davranıyorlar. Kötü derken yalnız bırakıyorlar. -Ki bence oldukça kötü.-
Eee benim biricik sevgili Naruto'm ne yapıyor Hokage -yani köydeki en güçlü ve en saygı duyulan kişi- olmaya karar veriyor. Tek istediği şey ise kendisini kabul ettirebilmek. Bu yürek burkan hikaye sadece bu kadar da değil.
Konaha'nın ninja akademisine başlayan gencimiz ilk orada söylüyor Hokage olacağını. Bunu söylüyor söylemesine ancak herkesin ona gülmesine engel olamıyor. Her ne kadar içinde çok kuvvetli bir canavar barındırsa da, Naruto sınıfının en kötü öğrencisi. En basit jutsuyu bile yapamıyor olması bunun kanıtıydı.
Ve neler neler oluyor. Naruto ninja aleminin en güçlü düşmanlarıyla kapışıyor, ninja alemini kurtarıyor, ve evet o güçsüz canavar olarak adlandırılan çocuk, ninja aleminde en büyük kahraman ünvanını kazanıyor. Naruto'nun ninja yolunda onunla beraber yürümek farklı bir dünyayla buluşmak gibiydi. Cidden kim ne derse desin bu manga serisi bir efsane... -Yeniliyorum. Bana göre.-
Sanırım beni Naruto'ya bağlayan ilk kısım burasıydı. Düşünün lütfen... Güçsüz olarak bilinen birinin sırf önem verdiği biri tehlikeye düşünce yapabildiği... -Bununla da sınırlı değil ya neyse.-
Yandaki resim de Naruto'nun seri boyunca aldığı güce göre değişen gözlerini gösteriyor.
Normalde tam bir maviş kendisi. İçindeki canavarın gücünü kullanırsa gözlerinin rengi kırmızıya, göz bebeği ise kedilerin ki gibi -sanırım perdeli diyorlardı- oluyor.
Eğer sage-modu kullanırsa da göz rengi sarıya göz bebeği ise kurbağaların ki gibi oluyor.
Ve en son aynı zamanda en etkileyici göz tipi ise Kyuubi'nin gücünü kullanırken aynı zamanda sage-moda girmesi.
Ciddi anlamda ben beğenerek, yer yer hüzünlenerek, kısmen ağlayarak okudum/izledim. Tavsiye eder miyim? Hemde nasıl. Yani her insanın okuyup/izleyeceği bir seri olarak görüyorum ben.
PS: Naruto bu kadarla sınırlı değil. Yazdıklarım belki çeyreğinin çeyreğinin çeyreğidir. Hatta belki daha azı. Ki zamanla bu kısmı güncelleyeceğim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder